- birbirine bağlamak
зэпыпхэн, зэгопхэн, гопхэн, зэпкшIэн
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
sayfa bağlamak — dizgide dökülen kurşun satırları bir sayfa düzeni içinde toplayarak sıkıca iple bağlamak Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
RABT — Bağlamak, bitiştirmek, bir şeye bağlamak. * Nizam vermek, intizam bulmak. * Gr: Cümleleri lüzumlu edatlarla birbirine bağlamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kenetlemek — i 1) Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak 2) mec. Birbirine geçirerek bağlamak Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı. P. Safa 3) mec. Sıkıca birbirinin üzerine kapamak Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
perçin — is., Far. perçīn İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu Birleşik Sözler perçin tabancası … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenet etmek — kenetle birbirine bağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ATFETMEK — Meyletmek. Sevgi beslemek. * Gr: Mânâyı birbirine bağlamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KENET — (Esâsı: Kinet) İki sert cismi birbirine bağlamak için çakılan iki ucu kıvrık madeni parça … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çatmak — i, ar 1) Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. F. R. Atay 2) Kereste vb.ni birbirine tutturmak 3) Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağdamak — i 1) Birkaç şeyi birbirine geçirerek bağlamak 2) mec. İçinden çıkılmayacak bir duruma getirmek, kördüğüm etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük